Saturday 16 February 2013

3 Gün

3 gündür internetten (maalesef iş mailleri hariç) yoksun bir hayatım vardı. Hiç de merak etmedim. Zaten "suret defteri"ni de kapatmıştım. Kitaba vakit ayırdım. Özlediğim uyku düzenime de dönünce, yoğun işe rağmen iyi vakit geçirdim. Ama biliyorum ki siz beni özlediniz, kehkehkehe.
O 3 gün 3 şehirdeydim.

14 Şubat geçti gitti nihayet. Sevgilimle birbirimize ayıplı 9Gag espirileri yaparak kutladık günümüzü. O zaten en büyük aşkını yaratıyordu o gün; Pygmalion'u var artık; 
İri sevgilimin iri baldırı kadar bir kasası olan toplama oyun bilgisayarı! 

Öğle vakti, yemekhanede sesi her daim sonuna kadar açık olan tvde dans eden kadınları ve faaliyetleri görünce, ben de oturduğum yerde dans ettim, destek verdim. Böyle kollektif hareketlere bayılıyorum, çok şey değiştirmese de.

O akşam, İzmir'e geçmem gerekiyordu. Şirketim beni işletmeden arabayla yolladı. Akşam 18de hala işletmedeydik. Beni götürecek şoför arkadaşa yemekhanede "az ye, yolda çöp şiş yeriz" dedim. Canımıza minnet!
19u geçiyordu ki çıktık. O yemeği yemesem ben ölürdüm, biliyorum kendimi AKŞm düşüktür.

Yol kenarında bir sürü yemek yeri var. Bir tanesini son anda gördük. Ne kadar kalabalık dedik birbirimize.

Sonra da, daha önce durduğumuz yere gittik. Dışarıdan görünen; metresini yemeğe kaçırmış erkekler! Etrafta kırmızı balonlar da var?! 

Girdik. Aman yareppim, ouvfak! İçeride adi bir orgda müzik icra eden 2 kişi. Her masada çiftler, bazıları yavrulamış, bebeleri ellerinde kırmızı balonlarla ortada koşturuyor. Masalarda alevsiz mumlar! Arkamı döndüm. Hiçbir şey demeden çıktık. Çıkınca da, "kahretsin, bugün 14 Şubat!!!" çığlık attık. 

Bir sonrakine yürüdük. Çok yağmur var, üstüne de çok soğuk?! Yağmur yağınca hava yumuşamaz mıydı yav?

Ötekine de girdik, üzerimize doğru garsonlar, baş garson ve boyalı sarı saçlarından suçlu şık bir hatun geliyor. Ben etrafa baktım. Tek bir boş masa görmedim. Aynı işletme olduğu için, burada da, orglu insanlar vardı ama sayıları çoktu. Şirket yemeği gibi geldi bana. Kız bize gülümseyince, ben içimden "yoo yooo o benim sevgilim değil, bizi rahat bırak" diyerek ama yine nezaketi yüzden bırakmayıp, gülümseyerek kaçtık oradan! Kırmızı balonlar ve çocuklar burada da vardı, mumlarla birlikte.

Ne aşık bir millet olmuşuz biz böyle ya. Yolda durup, kadife pantol, botlarım ve kalın yeleğimle bir çöp şiş yiyemedik! Çünkü herkes bizim ofiste giyindiğimiz gibi giyinmişti! (ama bu kısma artık hak veriyorum - ye kürküm ye).

Neyse, sonraki çöpşişçilerde de durum farklı değildi. İyi ki o yemeği yemişim. Ölmeden otele vardık.

Ama varmadan önce, üniversite yıllarında trafik kazasında ölen sevgilimin evinin önünden geçerken, boğazım düğümlendi. Üniversite hayatımın ikinci yarısının geçtiği binanın önünden geçtik. Ah o tren garı. Her yer ne kadar değişmiş! Tekel binası, sağır ve dilsizler okulu!

Otel de, benim mezun olduğum fakültenin 4 sene boyunca kiraladığı bina! Khrmnlr'da. Elimle koymuş gibi buldum! Ama mezun olduğum okula ve bölüme istinaden de "ouvfak" dedim içeri girince. Buranın recep beyine anlattım, burası okuldu falan. Adam utandı, "valla haberim yoktu, patron almış" 1997 açılmıştı orası. O zamandan beri de tadilata yeni başlamışlar. 
Bana tadilatsız oda düşmüş!

Kalorifer yanıyordu ama kayıp klima kumandasını getirmeyi teklif eden "odacı"dan şüpphelenmeliydim. Sonradan istedim kumandayı. Duştan çıkınca, üşüdüm bir de. Banyonun soğukluğu içeri girmesin bari diye, kapıyı kapattım. Ouvfak! tekrar. Meğer kilidi bozukmuş. 10 dakka sonra ısınmak için bari saç kurutma makinasını sırtıma tutayım diye ayağa kalktığımda, banyo kapısını açamadım.

Tokmaklı kapı, çevir çevir açılmıyor. Of adamı mı çağırıcam yine, (tıkır tıkır), ya üstümde pijamalarım var (tıkır tıkır). Umut fakirin ekmeği işte, tüm bunları düşünürken tokmağı çeviriyorum bir yandan. Pijama da, pijama değil. Sevgili C V's S giyinsin, ben işim gereği gündüz de gece de öyle giyiniyorum elbet.
Benim pijamam yukarıdakinden ama erkeksiz olanından. Koyu gri bir renk. 
Ya odayı değiştirirlerse (tıkır tıkır), eşyalarımı da diğer yatağa serdim (tıkır tıkır). Oda değiştiririm (tıkır tıkır) hem iyi ısınır belki (tıkır tıkır) ama banyoda kişisel bakım şeylerim var (tıkır tıkır). Hee, valla var.

Sonra aklıma tokmağa bakmak geldi. Baktım, normalde anahtar sokulan delik yerine, kocaman bir delik var. Gittim, senelerdir kullanmadığım ev anahtarını soktum, çevirdim. Açıldı. Ouvfak! Pijamamın üstünden sırtıma soktum kurutucuyu. Kapıyı da kapatmadan yattım. O minicik yatakta kitabın merakı ile bir süre sonra vücudum atınca, uykuya geçtim. P.Batu "vücudum attı" derken neyi kast etmiş, anladım. Kız haklıymış beyler.

Ertesi gün de, hava limanına giderken lisedeyken intihar ederek ölen sıra arkadaşımın Paşaköprü'deki mezarı önünden geçtik. İlk trafik kazası yaptığım yerden geçtik. İlk köpeğimi aldığım adamın dükkanının yolu vs derken, İzmir'e gelmemek için neden taklalar attığımı anladım.

Çok leşim var benim orada. Büyüdüğüm yer ve hayatımın ilkleri - iyileri ve kötüleri ile.

Sanırım mecbur kalmadıkça da gelmeyeceğim. Beni seven iyi insanlar da var tabi, birlikte büyüdüğüm ortaokul arkadaşlarım! Ama onlarla deplasmanda değil de, evde kucaklaşmayı tercih edeceğim. 

Sonra da İst'daydım. Elit siyah kıyafetli insanların çalıştığı holdink merkezinde. Çıkışta koşarak kaçarken, çok önemli insanlarla karşılaşmış ve yağmurda sıçana dönmüş saçlarımla selam vermiş olabilirim, üzerimde sahte mini kürkümle! Seni de sevmiyorum İst. İzmr'i de, Ank'ra'yı hele hiç. 

Doğduğumdan beri eksikliğini hissetmediğim aidiyet duygumun farkına vardım. Hiçbir şehire ait hissetmiyorum kendimi. Ama bugün o koca gözlü Işıl, BayNihat'ın binbir çeşit mezesini çiğnemeden yutarken gözümden damlaların düştüğünü de saklamayayım.

Umarım deniz gören bir nehir kenarında bahçesi ve kapalı havuzlu bir evim olur! 

2 comments:

  1. Sevgililer gününde "şöfer" beyle başbaşa yemeğe çıkmış olduğunun farkında mısın?
    İzmir ağır geçmiş hakikaten, uzak durmakta haklıymışsın.
    Erkeksiz siyah pijama iyidir. Bu tip iş seyahatlerinde belin bıkının örtünür, üşütmezsin. V'S'ler yakında tarih olacak benim için de, enine doğru büyüyorum oyh..

    ReplyDelete