Thursday 28 February 2013

Doluuu!

Ah ben yine yollardayım. Senelerdir yalnız bindiğim trene, bu sefer iş arkadaşlarım iki kızla bindim. İlk defa biniyorlarmış. Onlara bilgi ve deneyimlerimi aktardım. Tuvaletlerden bahsettim. Su akmıyorsa, düğmeye basın dedim. Hiç olmadı, beğenmediniz, bizzat yataklı lavabosuna işeyen arkadaşım var dedim. Hee var evet. 

Tuvaletlerin ortak olmasından biraz rahatsız oldular. Uyuyamazlar diye düşünüyordum. Misler gibi uyumuşlar. Üstelik yer olmadığı için, yataklıyı paylaştılar.
Bense uyuyamadım!!

Her bindiğimde kompartman görevlisi beni yarım saat öncesinden uyandırır. Sabah 08:30da inmeyi beklerken, 06:30da kapı çaldı. "Höööğğ" diye banırmışım. Ama uyumuyordum ki!

Off, kalkayım hadi, 15 dakika daha mı yatsam derken. Kalktım. Toparlandım. Tuvalete gittim.
İyi ki de toparlanmışım. Tedbir emniyettir.
Trende hareket halinde iken tuvalete girilmez. Sebebinin de deliğin doğrudan raylara açıldığı olduğunu söylerler. Buna inanmak istemiyorum!! Tam bunları düşünürken, tren yavaşlamaya başladı. Kapı çaldı. Çık diyecekler diye beklerken, "dolluuuu" diye bağırdım. Tanıdık ses; "Biliyorum, ben E. iniyormuşuz" dedi. Neeaaa?! Tumanımı topladım, koşarak indik trenden. Adam bizi uyandırmaya çalışmış da, uyandıramamış. E ben uyumadım ki bebişim. Benim kapımı tıklatmadın ki, başkasınınkini tıklattı evet. 06:45te trenden atılmıştık. 

Tren tuvaletleri ve lavabosu hakkında bilgi için, 
http://tuvaletgurusu.blogspot.com/ 
ehehe.

postmodern dünya.

1 comment:

  1. benim de en uzun tren yolculuğum eskişehir - kütahya arası, elimden tutan arıyorum :/

    şu tuvalet bloğu şahaneymiş yalnız :)

    ReplyDelete