Friday 8 February 2013

Maske

Dün iş yerinde yaş günü pastası parası toplanırken bir baktım ki, tek bir kuruş bile yok çantamda. Senelerdir şantiyede çalışmışım, üzerimde para taşıma alışkanlığım yok. Para çekeyim dediğimde de, kart şifresi hatalı olduğu için onu da yapamadım. 

Çok sıkkındım, taksiye binsem diye düşünürken, nakitim olmadığı aklıma geldi.  Yürüyorum. Hem iyi gelir değil mi?

Karşıdan yüzünde hasta maskesi olan bir çocuk ve belli ki babası geliyor. Durdurdular beni. Para istediler. İsterken de sürekli içinde kanser geçen cümleler kuruyorlar. 

"Param yok" dedim adama. Sonra yürümeye devam ettim. Adam hala konuşuyor ama ben konuştuğunu "sen de kanser ol" gibi anladım. Durdum, arkama döndüğümde, adam "kanser olma" dedi bu sefer. Aslında "ol" dedi mi bilmiyorum. 

"Üzerimde bir kuruş bile yok" dedim. Gerçekten de yoktu. Hala yok.
Olsaydı verir miydim bilemiyorum. Ben bu tür kuruluşlara yardım etmeyi tercih ediyorum.

Ah ilçe hayatı. Bu güvensizlikler yoktu hiç o zamanlar. Birisi hastaysa bilirdik, yardıma muhtaç olanları da bilirdik. Sokakta bizi durduran, lanet okuyan, okumayan olmazdı. 

Bir de insanlar yardım dilenmeden, yardım etmeyi seviyorum ben. Bana bunlarla gelmeyin!

Akşam üstü evde, seneler önce kendi paramla aldığım, o zamandan beri her gün taktığım küpelerimden birinin kayıp olduğunu fark ettim. ö_Ö

Hakkını mı yedim diye de düşündüm. 

Ama bilin ki, bu tür kuruluşlar var. Zaten teşhis konduğu zaman doktorlar bu tür vakıflara yönlendiriyor olmalı diye düşünüyorum. Ama farz üzerine hareket etmek de doğru değil.

Off çok sıkılıyorum sadece.

Geçen gün dilediğim gibi, hayatım aniden değişti. İyi yönde olmasını dilemiştim oysa ki. Ya da sonunun iyi olacağını henüz bilemiyorum belki.

Tek bildiğim son bir haftada üzüldüğüm kadar bir ergenliğimde bunalmışımdır. 

Lütfen bu yazıma yorum, teselli yazmayınız. Yayınlamıcam. Şefkat aramıyorum.